Muş Alparslan Üniversitesi
 
Üniversitemizde Kan Bağışı Programı

Üniversitemiz Sağlık Yüksekokulu’nun organizasyonunu yaptığı Prof. Dr. Sabahattin Zaim Konferans Salonu fuaye alanında gerçekleştirilen kan bağışı programına Muş Alparslan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hanifi Körkoca, öğretim üyelerimiz, akademik-idari personelimiz ve öğrencilerimiz yoğun ilgi gösterdi. Bağış programı kapsamında Muş Kızılay Kan Bağış Merkezi Müdürü Dr. Kenan Şeker ve Türk Kızılayı Doğu Anadolu Kan Merkezi Kök Hücre Bağışçı Kazanım Uzmanı Mustafa Ünver birer sunum yaptı.

 

Dr. Kenan Şeker, “Kan Bağışının Toplumsal Önemi” başlıklı sunumunda kan bağışında bulunma alışkanlığı olan bir toplum olmadığımızı vurgulayan Şeker, eğitim seviyesi arttıkça kan bağışçılığı oranın da arttığını söyledi.

Konuşmasında kan naklinin tarihi serüvenini anlatan Kenan Şeker, insandan insana ilk kan naklinin 1795 yılında yapıldığını belirtti. Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmaların 1921 yılında başladığını ve 1957 yılından itibaren de Kızılay Kan Merkezlerinin kurulduğunu anlatan Şeker, kan bağışı toplanmasıyla ilgili yasal mevzuat hakkında da bilgi verdi.

 

“Bir Ünite Kan Üç Can”

 

Türkiye’nin yılık kan ihtiyacının 2.500.000 ünite olduğunu belirten Şeker, günlük olarak 10.000 ünite kanın toplanmasının gerektiğini ifade etti. Geçtiğimiz yıl Türk Kızılay’ı tarafından hastanelerin kan ihtiyacının %92’sinin karşılandığı bilgisini veren Şeker şunları söyledi: “Son on iki yılda yaklaşık yedi kat kan bağışımızı arttırdık. Dolayısıyla on yıl önce bu alanda yaşanan sıkıntıları büyük ölçüde aşmış bulunuyoruz. Bu yeterli mi? Hayır, çünkü 2016’da 2.141.765 ünite kan toplanmış. Yıllık kan ihtiyacını göz önünde bulundurduğumuzda ise 358.235 ünite açığımız var.”

Bağışlanan kanların farklı tıbbi ihtiyaçları karşılamak üzere muhtelif kan ürünleri şeklinde değerlendirilebildiği bilgisini veren Şeker, “Biz, her ünite kandan üç farklı kan ürünü elde edebildiğimiz için bir ünite kan üç can sloganını kullanıyoruz. Dolayısıyla kan açığımız günlük yaklaşık 4.500 ünitedir.” şeklinde konuştu.

 

“Muş Kan Bağışında Daha Gayretli Olmalı”

 

Türkiye çapında düzenlenen kan bağışı kampanyalarından örnekler veren Dr. Şeker, iyi bir organizasyon ve kamuoyunun etkili şekilde bilgilendirilmesiyle kısa sürede çok iyi kan bağışı rakamlarına ulaşmanın imkânsız olmadığını kaydetti. Kan bağışı kampanyaları dışında yılın her döneminde kan merkezlerine üniversite personelinin ve öğrencilerinin başvurmasının önemi üzerinde duran Şeker, “Toplumda değişim ve farkındalık oluşturmak için halkın eğitimli kesimi olarak üniversite camiasına çok görev düşüyor.” şeklinde konuştu.

 

“Niye Kan Vermiyoruz?”

 

Toplumumuzda kan bağışı alışkanlığının oluşmamasında bir takım önyargıların etkili olduğuna işaret eden Dr. Şeker, söz konusu önyargıların geçersizliğine dair açıklamalarda bulundu. Şeker şunları söyledi: “Benim kanım bağışlamak için yetersiz, kan verirsem kilo alırım ya da zayıf düşerim, 6 ay önce veriştim bir daha veremem, sigara içiyorum o yüzden kan bağışlamam uygun değil, kan verirsem bayılırım, benim kan grubum nasılsa çok yaygın gibi önyargıların tamamı yanıltıcıdır. Kan bağışı öncesinde ve sonrasında gerekli kontroller yapıldığından istisnai durumlar dışında herkes yılda birkaç kez kan bağışında bulunabilir.”

 

“Kan alırken tüm önlemleri alıyoruz”

 

Kan bağışı esnasında bağışçıyla ilgili tüm tıbbi önlemlerin alındığını kaydeden Şeker, “Kan alırken her bağışçımızın kan ve tansiyon değerlerini ölçüp öyle işlem yaparız.” dedi. Kış aylarında kan bağış oranının düştüğüne dikkat çeken Şeker, Rusya, Estonya, Finlandiya gibi soğuk ülkelerde de de rutin kan bağışı organizasyonlarının kışın devam ettiğini söyledi. “Kan ihtiyacı yılın her mevsiminde var. Dolayısıyla soğuk havalarda kan verilmez önyargısını yıkıp bu konuda bir kültür oluşturmak zorundayız.” ifadelerini kullandı. Kan bağışçılığının eğitim düzeyiyle ilişkisini vurgulayan Şeker, eğitim düzeyinin yüksek olduğu ülkelerde ve şehirlerde bağışçılık oranının da fazla olduğunu söyledi.

 

“Kök Hücre Alanında Daha İyi Yerlerde Olmalıyız”

 

Kan bağışı programında ikinci olarak kürsüye gelen Türk Kızılayı Doğu Anadolu Kan Merkezi Kök Hücre Bağışçı Kazanım Uzmanı Mustafa Ünver, kök hücre ve ulusal kemik iliği çalışmaları hakkında bilgi verdi. 2013 yılında başlatılan TÜRKÖK projesi sayesinde her sene artan sayıda gönüllü bağışçıya ulaştıklarını söyleyen Ünver, bağışlanan her kök hücrenin bir can kurtarabileceğine vurgu yaptığı konuşmasında, kök hücrenin akraba dışında bir bağışçıdan alınması gerektiğine dikkati çekti.