Muş Alparslan Üniversitesi
 
"Kant’ın Vatandaşlık Teorisinde Edilgin Vatandaş Olarak Kadın” Semineri Tamamlandı

 

Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Serpil Durğun tarafından "Kant’ın Vatandaşlık Teorisinde Edilgin Vatandaş Olarak Kadın” başlıklı bir sunum yapıldı. 


Dr. Öğr. Üyesi Serpil Durğun, kadının sadece biyolojik bir işlevle tanımlanmasının 18. yüzyıl Aydınlanma döneminin kadına dair başat düşünce biçimini oluşturduğunu vurguladı. Alman Filozof Immanuel Kant’ın vatandaşlık teorisinin kadına yönelik bu başat düşünce biçiminin en tipik örneklerinden biri olarak belirdiğine dikkat çeken Durğun, vatandaşlık teorisinde etkin ve edilgin vatandaş ayrımı yapan Kant’ın, edilgin vatandaşların zaman içinde ekonomik ve sosyal bağımsızlığını kazanarak sivil bağımsızlıklarını elde edebileceklerini söylemesine karşın, kadınlar söz konusu olduğunda bu söylemin tüm geçerliliğini yitirdiğini vurguladı. Kant’ın kadını hem toplumsal hem de kamusal bilgilenme ve tartışma alanlarından sistemli bir şekilde dışladığını belirten Durğun, akıl yetilerinin erkek ve kadında aynı olmadığını, kadının soyut düşünme ve ahlaki olgunluğa erişme konusunda yetersiz olduğunu varsayarak kadını sadece bedenle, üremeyle, besleme ve büyütmeyle özdeşleştiren Kant’ın, etkin vatandaşlığa yükselebilme, siyasal yaşama katılabilme yolunu kadına kapattığına değindi. Durğun, kadına yönelik bu düşüncenin sadece Kant’a özgü olmadığının, esas olarak Platon’dan beri süregelen kadını sosyal ve siyasal yaşamdan dışlayan düşünce geleneğinin Aydınlanma dönemi filozofları tarafından da devam ettirildiğinin altını çizdi.


Akademisyen ve öğrencilerin ilgiyle karşıladıkları seminer, soru-cevap faslının ardından son buldu.