Muş Alparslan Üniversitesi
 
Rektörümüz Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, Muş Vakfı’nın Misafiri Oldu

Rektörümüz Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, 2 Şubat 2019 tarihinde İstanbul Vefa’da bulunan Muş Vakfı’nın misafiri olarak, “Üniversitelerin Şehirlerin Kalkınmasındaki Rolü (Muş Alparslan Üniversitesi Örneği)” başlıklı bir konuşma yaptı. Vakıf yöneticilerinden, hayırsever Muşlu işadamlarından ve öğrencilerden oluşan izleyicilere üniversitemizin durumunu, başarılarını ve gelecek planlarını anlatan Prof. Dr. Polat, Muş’un marka değeri en yüksek kurumu olan Muş Alparslan Üniversitesi ve mensuplarına verdikleri desteklerden dolayı vakıf yetkililerine teşekkür etti.

 

Konuşmasında, üniversitelerin bulundukları iller için bacasız fabrika niteliğinde olduğunu, ancak bir üniversiteden salt ekonomik beklentinin, toplam kalite yönetimi ve üniversitenin potansiyel çıktıları açısından tehlikeli tuzaklardan biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Polat, nitelikli öğretimin üniversitenin başarı kriterlerinde birinci sırada gözetilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

 

Doğrusal inovasyon modeline göre, temel araştırmadan ekonomik büyümeye giden doğrusal bir ilişki olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Polat, üniversitelerde temel araştırma, uygulamalı araştırma ve geliştirme adımlarından sonra üretime ulaşılabileceğini ve bu süreçlerin tamamında kalite unsurunun vazgeçilmez olduğunu belirterek, illerin gelişiminde üniversitelerin rolünü sayısal veriler eşliğinde dinleyicilere aktardı.

 

Prof. Dr. Polat, kurumsal yatırımlar, öğrenci, akademik ve sosyal etkinlik, personel ve yakınları ile öğrenci yakınlarının harcamalarından oluşan kurumsal cari harcamaların ildeki ekonomik hareketliliğe, ölçek ekonomisine, piyasa genişlemesine; istihdamda, bölgesel refahta ve piyasa hâsılasında artışa sebep olduğunun güçlü çalışmalarla ispat edildiğini söyledi.

 

Prof. Dr. Polat, özetle şöyle konuştu: “Muş Alparslan Üniversitesinin ilimizin ve bölgemizin kalkınmasındaki rolü; bilimsel, dinî-kültürel-tarihsel, sanatsal-estetik, sosyal, sportif, fizikî ve ekonomik katkılar başlıkları altında ele alınabilir.

 

Bilimsel katkılar denilince akla akademisyenler, icra edilen sempozyumlar, çalıştaylar, lisans ve lisansüstü dersler, tezler gibi sayısız çalışma gelir. En basitinden Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm çalışmaları kapsamında pilot üniversitesi seçilmemiz, ildeki eğitim-öğretim düzeyine farklı bir boyut getirecektir.

 

Üniversitemizin dinî-kültürel-tarihsel anlamdaki katkıları oldukça fazladır. Bugüne kadar yapmış olduğumuz araştırmalar, yerel kültürlere ve folklorumuza dair saha çalışmalarımız, gençlere kültür aktarımındaki rolümüz, tarihî yapıların muhafazası için yaptığımız müracaatlar bu katkılardan sadece birkaçıdır. Örneğin, 2012’de yapmış olduğumuz uluslararası nitelikteki Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde Medreseler Sempozyumunda sunulan tebliğlerin iki cilt olarak yayımlanan kitapları, Türkiye’nin her yanından talep gören referans bir eser olmuştur.

 

Sanatsal katkılar, estetik dokunuşlar denilince bölge için oldukça yeni sayılabilecek birçok çalışmaya imza attığımızın bilinmesini isterim. Yerel sanatçıların tespiti ve kayıtlarının alınarak seslerinin, eserlerinin korunması; akademisyenlerimiz eliyle sanatsal çalışmalar yapılması ve bunların halka açık yerlerde sergilenmesi; tiyatro, sinema, resim alanlarında öncülük edilmesi; fizikî yapılarımızdaki estetik dokunuşların şehrin mimarisine renk katması akla gelen ilk çalışmalardır.

 

Sosyal katkılarımız denilince, Muş’un gençleri öncelikli olarak ilgi alanımıza girmektedir. Gençlerimizin özgüven kazanmalarını temin etmek, okuma imkânı bulamayanların akademik camiaya kolay ulaşması, özellikle kızlarımızın tahsil imkânına kavuşturulması, şehrin sosyal refahının yükseltilmesi, birlikte yaşamın ve kültürlerarası farklılığın zenginliğimiz olduğu bilincinin sahaya yansıtılması üniversitemizin üzerinde titizlikle durduğu önemli konulardır. İslami İlimler Fakültesinin sosyal anlamda şehirdeki karşılığı toplumsal huzurun, birlik ve beraberliğin sigortası iken, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Varto ve Bulanık Meslek Yüksekokulları da Muş’un sosyolojisinde müspet anlamda pek çok değişikliğe sebep olmuştur.

 

Fizikî katkılar anlamında saymakla bitmeyen eserler verdik. Külliyemizdeki laboratuvarlar, kütüphaneler, spor salonları, kongre-kültür merkezleri, derslikler, ibadethaneler, rekreasyon alanları, seralar, yollar, meydanlar… hepsi de niteliği yüksek yapılardır. Doğu’nun en büyük kongre ve kültür merkezi, bizdedir. Yine Doğu’da çok az üniversitede bulunan oldukça geniş bir hangarımız bulunmaktadır ki ısı farkının 80 dereceyi bulabildiği bir coğrafyada taşıtları kışın soğuktan, yazın yakıcı sıcaktan korumanın önemini takdir edersiniz.

 

Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunda yeni açtığımız 9 güzel sanatlar atölyesi, Doğu’daki herhangi bir Güzel Sanatlar Fakültesinden çok daha kapsamlı ve donanımlı atölyelerdir. Ayrıca son 4 yılda laboratuvarlara, özellikle inşaat, makine ve temel bilimler laboratuvarlarına hem fizikî mekân hem de ekipman anlamında yaptığımız harcama, bugüne kadar yapılanların tamamından fazladır.

 

Ekonomik katkıları en sona bıraktım; çünkü üniversite hep vurguladığım gibi öncelikle ekonomik gelir getiren bir devlet yatırımı değildir. Bu konuda Muş’a son dönemdeki en büyük katkımız, hayvancılık alanında Pilot Devlet Üniversitesi seçilmemizdir. Bugüne kadar yapılan tüm yatırımlar kadar önemli olan bu gelişme, Muş’un ekonomisine il çapında doğrudan ve dolaylı katkıları ile üniversitenin etkisini şehirde çok daha güçlü hissetmemize sebep olacaktır.

 

Yeri gelmişken, ekonomik sebeplerle dile getirilen bir eleştirinin haksız ve gayriciddî olduğuna işaret etmek isterim. Yeterli öğretim üyesi olup olmadığını dikkate almaksızın yalnızca Üniversitedeki öğrenci sayısının çokluğunu hesaba katmak, kısır bir bakış açısına yaslanan popülist düşünceye sahip olanlar ya da öğrenciyi ticari bir getiri aracı olarak görenler açısından başarı olarak görülebilir. Oysa meseleyi akademik perspektifle ele alan bir aydın, konuya bir maraton koşucusunun müsabakaya stratejik yaklaşımı gibi yaklaşır ve şehrin âlî menfaatlerinin, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarında Türkiye ortalamasını yakalamakta, hatta bu ortalamanın altına çekmekte yattığını bilir. An itibarı ile öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayımız 45’dir ve bizim hedefimiz bu sayıyı 40’ın altına çekmektir. Bunu da başaracağız inşallah.”

 

Rektörümüz Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, konuşmasının ardından yöneltilen soruları cevaplandırdı. Vakıf Başkanı Dr. Orhan Sami Gültekin’in plâket takdimi ile sona eren toplantının ardından katılımcılarla hatıra fotoğrafı çekildi.