Üniversitemizin misafiri olan Ralli Pilotu Burcu Çetinkaya, “Gençlik, Bağımlılık ve Gönüllük” temalı bir seminer verdi. Yeşilay Haftası dolayısıyla Türkiye Yeşilay Cemiyeti Muş Şubesinin düzenlediği Yeşil Sahne Söyleşileri kapsamında Muş’a gelen Çetinkaya’nın, Sabahattin Zaim Konferans Salonundaki seminerine, Rektörümüz Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Abdüllatif Tüzer ve Prof. Dr. Yaşar Karadağ, akademik ve idari personelimiz ile çok sayıda öğrencimiz katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Polat; ülkemizin, özellikle bölgemizin terör belasından büyük ölçüde kurtulduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “İnşallah ülkemiz bundan sonra çok daha iyi günler görecektir. Buna yürekten inanıyorum. Mamafih bugün neredeyse terör kadar tehlikeli olan başka sorunlarla, örneğin bağımlılıkla boğuşuyoruz. Adı kimi zaman uyuşturucu olabilir kimi zaman sigara, kimin zaman alkol, kimi zaman sanal dünya olabilir. Müptela olanları gerçek hayattan koparan, kurgusal ve fantastik bir dünyaya mahkum eden alışkanlıklar söz konusu. Bugün salonda, bu konularla ilgili çok sayıda konferans vermiş, ralli sporunda ülkemizi dünyanın farklı yerlerinde çok güzel temsil etmiş bir hanımefendiyi ağırlıyoruz. Bu toplantının bütün dinleyicileri için çok verimli geçeceğini düşünüyorum.”
“Bir şeyin hayalini kuruyorsam ve hemen olmuyorsa, yılmıyorum.”
Ralli Pilotu Burcu Çetinkaya, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Gençlik Komisyonu- Bağımlılık Formatörü İsmail Memiş’in moderatörlüğündeki seminerde, hayat tecrübelerinden yola çıkarak alışkanlıklarla mücadele konusundaki görüşlerini paylaştı. Ralli merakının 1993 yılında başladığını söyleyen Çetinkaya, şöyle konuştu: “O zaman bir ralli izlemeye gitmiştim. Babam otomotiv sektöründe çalışıyordu. Rallide gördüğüm ve ben etkileyen şey, doğaydı. Doğayı her zaman çok sevdim. Doğanın içinde otomobil ve insan unsurunun birlikte olması, takım ruhu, pilotun ve copilotun takım halinde çalışmasından çok etkilenmiştim.
Tabii 1993 yılında hayalini kuruduğum şeyin gerçek olmaya başlaması 2005 yılını buldu. Yani hayallerimin gerçekleşmesi için yaklaşık olarak 12 sene sabretmek durumunda kaldım. Buradan da çok önemli bir ders çıkardım hayata dair. Bir şeyin hayalini kuruyorsam ve hemen olmuyorsa, yılmıyorum. Diyorum ki önceki hayalim 12 sene sonra olmuştu. Bu hayalim de kim bilir belki 20, belki 15 sene sonra gerçekleşecek. Hayırlıysa, hayalini kurduğum hayat için mücadele ediyorsam, neden olmasın diyorum."
“Bağımsız ve özgür hayat çok daha güzel.”
Hiç sigara kullanıcısı olmayan biri olarak öğrencilerin karşısına çıkmak istediğini ifade eden Çetinkaya, "Sekiz sene günde bir buçuk paket sigara içmiştim ama şunu söyleyebilirim en azından 15 senedir bir nefes bile sigara almadım. Özlemiyorum, hayatımdan tamamen çıkardım.” dedi. Çetinkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bağımsızlığı; bu tip sigara olsun, başka konular olsun, bağımlı ve bağımsız hayat arasındaki farkı bizzat kendim yaşadım ve bunu böyle kısa bir süre zarfında değil çok uzun yıllar içinde de yaşamaya devam ettim, ediyorum. Bağımsız ve özgür hayat çok daha güzel. O yüzden neye bağımlılık potansiyelim varsa, buna günümüzde cep telefonu da dâhil, hemen aklıma bir zamanlar bir şeylere bağımlı olduğum günler geliyor ve erken müdahale ile bağımlılıktan kurtulmaya çalışıyorum.
Teknoloji de şu an benim için tehlike arz eden bir konu. Orada şöyle bir durum var; hani sigara zararlı herkes biliyor ve kabul ediyor ama teknolojide 'bu benim işim, bununla ilgili haber takip ediyorum; kendi etkinliklerimi duyuruyorum' gibi bahanelerim de olabiliyor. Tam olarak zararlı kapsamına girmediği yerler de var; ayrımı yapmak o anlamda daha zor. Fakat kabul edelim ki bu da bir bağımlılık ve ben bununla da teknoloji orucu tutarak mücadele etmeye çalıştım. Çok şükür başarılı oldum, ondan da kurtulmuş gibi oldum.”